29 Ocak 2016 Cuma

Beynimizi etkili kullanmamızı sağlayacak 10 madde

Madde 1:
Anılarını Depola


    Beyin her zaman bir depo gibi çalışır. Telefon numarası hatırlamak gibi kısa dönem anıları veya geçen yıl doğum gününde neler yaptığın gibi uzun dönem anıları depolar. Tanıştığın insanların isimleri, geçmişte vakit geçirdiğin kişiler beyninde kayıtlıdır. Bilgileri kaydet, hatırla ve gözden geçir. Bu sayede güçlü bir hafızaya sahip olacağın gibi,  unuttuğum bir çok bilgiyi de yeniden canlandıracaksın. Sonsuz hatıralarla dolu hayatında yaşadığın her şey beyninde depolanırken, sana da bu depoyu kullanma şansı doğacak. DEĞERLENDİR!





Madde 2:
Öngörülere sahibi olduğunu farket

   Bilimadamları senin beyninin geleceğe dair önderiydi ne olduğu konusunda hemfikir. Yarın ne giyeceğinden beş sene sonra kendini gördüğün yere kadar bir çok gelecek planı zaten yapabiliyorsun. Bunu değerlendirmek yine senin elinde. Beynin bu konuda sana imkan tanıyor. FARK ET!





Madde 3:
Duyguların merkezini keşfet

    Beyin sadece bilgi depolayan bir mekanik değil. Kalple bağdaştırılan hislerim merkezi demeyin. Duygular, motivasyon, umutlar, korkular, heyecanlar...
    Sinirli veya güler yüzlü insanlara vereceğin tepkileri nasıl olması gerektiğini önce beyin karar verir. Arkadaşınla sevgilin arasındaki ilişki farkını benimde şekillendirip 10'a göre ilişki kurarsın. Hayat tecrübelerini bağlı olarak  korkacağın nesne veya olaylara yine beyninin sana yolladığı sinyallerle karar verirsin. Bu sinyalleri kontrol etme gücü sana ait. KEŞFET!





Madde 4:
 Bilgi birikimini geliştir 

   Gereksiz bir bilgi beyinden kolayca atılabilir, önemli gördüğün deneyimler hayatım boyunca sana yardımcı olur. Zaman içinde edindiğim bilgilere önemini fark eder ve bunları değerlendir. Beyin sana bu imkanı sunar. Bu imkanı değerlendirdikçe ve zekan da gelişmiş olur. GELİŞTİR!





Madde 5:
Uykunun önemini algıla

   Uyuduğun zaman beyninin büyük bir bölümünde günler onlar uyanık zamanlardan daha fazla çalışıyor. Düzenli uyku öğrenme kapasiteni artırır. Gerekli bilgilerin depolanmasına, gereksiz bilgilerinise kolay atılmasına yardımcı olur. ALGILA!





Madde 6:
Bilinçli olduğunu fark et

   En azından bu yazıyı okuyor olman bile yerinde bir bilince sahip olduğunu gösterir. Beyninde binlerce iniyorum iletişime geçerek senin bilincini oluşturur. FARK ET!





Madde 7:
Amacını belirle

   Hayatında, uğruna yaşanmaya değer bir amaç ve Çile çekmeye değer bir hedef bulundur. Amacı olmayan beyin programlanmamış bir beyindir ve dış etkiye çok açıktır. Amaçlar yakınlarında bir yerlerde duruyor. BELİRLE!





Madde 8:
Stratejik düşün
   Hedefini bir piramit olarak düşün ve bu piramitin en tepesine senin için en önemli şeyleri koy. İleride nasıl biri olup nasıl anılmak istediğine karar ver. Amaç belirlemek, kendini kodlamak, stratejik düşünmek, yol haritasını çizmeye benzer. Öncelik sıralama 10'a göre zaman yöntemi geliştir. Öncelik sıralaman tamamen senin elinde. DÜŞÜN!





Madde 9:
Sevdiğin sporu yap

   Düzenli spor veya haftada bir terleyecek kadar yapılan spor ruh halini yerine getirecektir. Aynı zamanda olumlu düşünmene de yardımcı olacak ve beynini büyütme faktörü sağlayarak genç tutacaktır. En sevdiğiniz spor belirle. SPOR YAP!





Madde 10:
Beynini zorla
   Zihinsel egzersizler beyinde sinirsel bağlantı havuzunu zenginleştirir. Beyinde bağlantı sayısını en çok arttıran şeyler; yorum yapmak, tekrar yapmak, yeni şeyler öğrenmek, yeni deneyimlere açık olmak, alışkanlıkları terk ederek rutini değiştirmektir. ZORLA!




26 Ocak 2016 Salı

ZİHNİN BİLİMSEL METODU: ÇIKARIM YAPMA BİLİMİ

   Bu yazıda Zihinsel Bir Teknik olan Çıkarım Yapma Bilimi hakkında sizinle bilgileri paylaşacağım.

   Çıkarım Yapma Bilimi 19. İle 20. yy. Arasında yaygınlaşmaya başlayıp Sir Arthur Conan Doyle'un ürettiği efsanevi karakter Sherlock Holmes'un pelerinini sırtlandığı bir tekniktir. Sherlock Holmes bu tekniğin insan örneği, her ne kadar hayal ürünü olsada ete kemiğe bürünmüş halidir. Ama sakın ola sanmayın ki bu teknik Sherlock Holmes'un bulduğu bir tekniktir. Elbette hayır. O sadece Arthur Conan Doyle'un hocası Joseph Bell'den esinlenerek ürettiği bir dedektiftir.

   Fakat her ne kadar hayal ürünü olsada hikayelerinde ki gerçekçilik ve günümüzde BBC'nin "Sherlock" dizisindeki örnek vakalar ve çıkarımlar günümüzde bizim de yapabileceğimizi gösterip heveslendirdiği için bu tekniğe ilgi duyanların sayısı hatırı sayılır derecede fazla.



   Her neyse çıkarım yapmanın tarihini ve Sherlock'la olan bağlantısını anlattım. Ama şimdi Çıkarım Yapma Bilimi'nin kendisini anlatıyım: 

   Çıkarım Yapma Bilimi'nin yaygın olarak (ve Sherlock'un da tarif ettiğine göre) özeti şu: - Her şeyi gözlemle -Gözlemlenen her şey için açıklama yap. -İmkansızı çıkardığında elinde kalanlar her ne kadar olasılık dışı gibi görünsede gerçek olmalıdır. 

   Bu maddeleri de açıklayacak olursak ilkinden başlayalım:

"Her şeyi açıkla" 
Gözlem yaparken tüm önyargılardan uzak özenle ve son derece titiz bir şekilde düşünerek gözlem yapmalıyız. Herşeyi gözlemlemeden kastımız önümüze her gelen bilgiyi değerlendirip çıkarım yapmaya çalışmak değil (eğer böyle olsaydı asla işin içinden çıkamazdık), işimize gerçekten yarayacağını düşündüğümüz bilgileri kullanarak çıkarıma başlamalıyız. Tabi bu sırada etrafta olup bitenleri sezmeyi de ihmal etmemeliyiz. Sonuçta Holmes da bir ortama girdiğinde ilk yaptığı şey ortamda ne olup bittiğini sezmekti. Kim neye dokunmuş, ne olması gerektiği yerde, ne olmaması gerektiği yerde.. Tüm bunları anlamaya çalışır ve ince eleyip sık dokuyarak ve gözleminden edindiği bilgileri kullanarak çıkarım yapardı.

   İkinci olarak:

"Gözlemlenen her şey için açıklama yap"
   Bir kişi veya eşya yada olay ile ilgili çıkarım yaparken asla işe önyargı veya dayanağı olmayan sezgilerimizi yani boş sezgilerimizi karıştırmamalıyız. Ürettiğimiz her çıkarım fikri için bir dayanak oluşturmalıyız. Dayanağı olmayan fikirleri çıkarımlarımıza bulaştırmamalıyız. Böyle bir durumda her seferinde kendimize "Sezgimin dayanağı ne? Ve ona gerçekten güvenebilir miyim? Yada bu sadece beynimin bana oynadığı bir oyun mu?" Sorularını yöneltmeliyiz. Tabii bu sorularada bir cevap bulmalıyız.

   Ve son olarak da üçüncü madde:

"İmkansızı çıkardığında elinde kalanlar gerçek olmalıdır"
   Ve işte sözün en kilit, en anlamlı, en karışık noktasına geldik. Bence tüm sözün özeti bu cümlede saklı.. Her insan hata yapar. Tıpkı Sherlock'un Sarı Surat vakasındaki hatası gibi. Hikayede, Grant Munro diye bir adam eşinin tuhaf davranışlarının sebebini bulsun diye Holmes'a danışıyor. Munro'nun arazisindeki bir köşke yeni kiracılar yerleşmiş. Hatta kiracılardan birini göz ucuyla gören Munro son derece tuhaf bir insan olduğunu söyleyip şöyle belirtiyor: "Sıradışı, insanlıktan uzak bir yanı vardı yüzünün." Hatta adamın tipi tüylerini diken diken etmiş Munro'nun.

   Fakat asıl enterasan olan esrarengiz kiracılar değil, eşinin onların gelişine verdiği tepki. Kadın gecenin bir yarısı nereye gittiğiyle ilgili yalan söyleyip evden çıkıyor, ertesi günde kocasının peşinden gelmeyeceğine dair söz alıp köşke uğruyor. Kadın üçüncü defa gitmeye kalkışınca, Munro bu sefer dayanamayıp peşinden gidiyor ve terk edilmiş bir evle karşılaşıyor. Fakat daha önce o tüyler ürpertici yüzü gördüğü odada karısının bir fotoğrafını buluyor.

   Peki burada neler oluyor? "Bu işin içinde bir şantaj olayı mı bar, yoksa ben mi yanılıyorum?" diyor Holmes, kendi de hayret içinde. Peki şantaj yapan? "Hayatını evin içindeki en konforlu odada geçiren ve kadının fotoğrafını şöminenin üstünde bırakan yaratık. Sana diyorum Watson, şu camdaki siluette çok çekici bir şeyler var ve ben bu davayı dünyaları verseler kaçırmam!"

   Holmes'un hevesi Watson'un ilgisini çekiyor. "Bir teorin mi var?" diye soruyor.

   "Evet, geçici bir tane var." diye hemen cevap veriyor Holmes. "Fakat doğru çıkmazsa da pek şaşırmam. Bu kadının ilk kocası o köşkte."

   Fakat bu geçici teori yanlış çıkıyor. Köşküm kiracısı, Bayan Munro'nun ilk kocası değil, varlığını ne Bay Munro'nun ne de Holmes'un bildiği bir kızı. Şantaj sandıkları şey de, kızla bakıcısının Amerika'dan İngiltere'ye geçmesini sağlayacak olan para. Bu kadar sıradışı ve insanlıktan uzak yüzde hakikaten öyle. Çünkü küçük kızın siyahi tenini saklamak için tasarlanmış bir maske. Kısaca Holmes'un tahminlerinin gerçekle uzaktan yakından bir alakası yok.

   Peki Usta dedektif nasıl olduda bu kadar büyük bir yanlıgıya düştü? Gözlemlerinden sonra herşey için açıklama yaptı evet. Ama ya sonra? Bütün imkansızları çıkardığında elimde kalanlar gerçek olmalıdır sözü? İşte Holmes burada aşırı özgüvene kapılıp kendi mantığını doğru yolda olduğuna ikna etti. Halbuki elinde kalan gerçeklerin olasılık dışı gibi görünenlerini önemsemedi. Ancak Holmes'un bundan sonraki vakalarına bakarsanız asla aynı hataya düşmediğini sizde göreceksiniz.

   Yani sonraki davalarındada zafer sarhoşluğuna kapılıp aşırı özgüvenle hareket ederek dedlilin ötesine geçmedi. O yüzden siz siz olun (bunu kendime de söylüyorum) asla delilin ötesine geçmeyin.

  Çünkü delilin ötesine geçmek, en az delilin arkasında kalmak kadar yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.


   Şimdi de geçelim Çıkarım Yapma Bilimi'nin günlük hayatı kullanımını kişiye faydaları:

– Çıkarım Yapma Bilimi'ni etkili bir şekilde kullanan kişiye kimse yalan söyleyemez. Söylenen yalanlara hemen anlar.

– Tanımadığı bir kişi ile tanışacağı zaman onun nasıl biri olduğunu anlayarak samimi olunup olunamayacağını belirler.

-Çoğu kişinin göremediklerini görür, gözlemlediklerini gözlemler. Bu ona her konuda yardımcı olur..

   Bu makalede size yaygın bir teknik olan Çıkarım Yapma Bilimi hakkında bilgi verdim. Bu konuya ilgi duyduysanız sitemizi gezmeye devam ederek hem bu konuda hem de daha farklı konular hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz..



15 Ocak 2016 Cuma

Hafızayı Güçlendiren Yiyecekler

Aslında çok zeki görünen insanlar bizden pek de bir farkı yoktur, sadece bilerek ya da bilmeyerek hafızalarını doğru kullandıkları araştırılıp öğrenilmiştir.
Herkesin güçlü bir hafızasının olması için bir formül geliştirildi:

Beynimizin (Hafıza) Çalışma Prensibi+Güçlü Hafızaya Ön Hazırlık+Hafıza Biyolojisi+Hafıza Destek Sistemleri+Güçlü Hafıza Tekniklerinin ilkeleri+Güçlü Hafıza Teknikleri= GÜÇLÜ HAFIZA

Beynimizin ikiye bölündüğünü biliyor muydunuz?
Dahası, bu iki yarının iki ayrı beyin olduğunu biliyor muydunuz?
[Tony Buzan]
Hafıza ve Zeka Gelişimi açısından bazı besin kaynaklarının diğerlerine göre önemi çok daha fazladır. Örneğin bunların arasında B vitaminlerini içeren yiyecekler birinci sırada gelmektedir.
Yine "demir"in beynin beslenmesi için hayati bir önemi vardır.
"B" vitaminlerinin beyindeki önemli reaksiyonların gerçekleştirilmesindeki payı zihinsel potansiyel açısından hayatidir. Ayrıca B vitaminleri beyni strese karşı da korumaktadır. Beyin için enerji üretimine büyük katkısı olan B vitaminlerinin eksikliği yorgunluğa, hafıza ve zeka performansının zayıflamasına neden olur. Beynin ihtiyacı olan B vitaminlerinin yeterince alınması halinde aşağıda belirtilen zihinsel fonksiyonlarda gelişmelerin olduğu açıkça hissedilmektedir;



*Öğrenme ve Hafıza Gücü,
*Konsantrasyon,
*Hızlı Düşünme,
*Sözel Yetenek ve Akıcılık,
*Uyanıklık,
*Yaratıcı Düşünme,
*Enerjik Hissetme.
Kuru baklagiller, kırmızı et, ayçekirdeği, balık, yoğurt, süt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler, tavuk eti, hindi, yerfıstığı, muz, kavun, brokoli, ıspanak, domates, yumurta, kavun ve enginar kombinasyonları B grubu vitaminlerini garanti eden besin kaynaklarıdır.
Ayrıca demirin beyne oksijen taşınmasında çok önemli bir rolü vardır. Özellikle oksijenin beyne taşınması ve beyin tarafından kullanılmasını sağlayan kandaki hemoglobin ve alyuvarların oluşumunda demire ihtiyaç vardır. Daha kısa bir ifadeyle beynin temel enerji kaynaklarından biri olan oksijenin beyne taşınabilmesi için demire ihtiyaç vardır.
Tüm kırmızı etler, kuru baklagiller, koyu yeşil sebzeler, domates ve pekmez demir açısından zengin olan yiyeceklerdir.
Demirin yiyeceklerden emilmesini kolaylaştıran vitamin ise "C" vitaminidir. Bundan dolayı demir içeren yiyeceklerin "C" vitamini içeren, örneğin turunçgiller, kivi, domates, patates, karnabahar, brokoli, kavun, çilek, incir, kırmızı ve yeşil biber gibi besinlerle birlikte alınmasında fayda vardır. Bunun yanında kafein içeren içecekler ise demirin emilmesini engellemektedir.

"C" vitamininin yanında "E" vitamininin de antioksidan olarak beynin etkin ve verimli kullanılmasına büyük katkıları vardır. Bitkisel yağlar, yerfıstığı, ayçekirdeği ve buğday E vitamini açısından zengin besinlerdir.
NOT: Sadece bu yiyecekleri yiyerek hafızamız güçlenmez fakat bu yiyecekler hafızamızın güçlenmesine yardımcı olur

12 Ocak 2016 Salı

Ünlü düşünürlerin, filozofların anlamlı sözleri

*Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz. (ARAP ATASÖZÜ )

*Bana “Ben sana zarar verebilirim, tekme atabilirim” dersen bil ki insana değil, eşşek ve ata uygun bir özellikle övünüyorsun. (EPIKTETOS)

*Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur. (İTALYAN ATASÖZÜ )


*Nice kötü insanlar vardır ki hiç iyi yanları olmasa daha az tehlikeli olurlardi. (L.ROCHEFOUCAULD) 

*Sonuçları değil, baslangıçları değiştirmek gerekir. (ALAIN) *Geçmişin tehlikesi esir olmaktı, geleceğinki ise robot. (E.FROMM) *Kendimizin altında kalmamalıyız ki cemiyetin üstüne çıkalım. (NECIP FAZIL KISAKÜREK) 

*Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak birşeydir. (A.CAMUS) 

*Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsan. Niye bugünden başlamıyorsun? (EPIKTETOS) 

*Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok… Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok… (mevlana)




*Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır, kıymeti ancak elden gittikten sonra anlaşılır. (Golti)


*Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerliyebiliyor. (James B.Conont ) 

*Küçük seylere gereğinden çok önem verenler,elinden büyük iş gelmeyenlerdir. (Eflatun) 

*Yumuşak olma ezilirsin , sert olma kırılırsın. (VICTOR HUGO) 

*İnsanların umudunu kırma.. Belki de sahip olduğu tek şey odur.

*Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen adamdır. (Confucius) 

*Düşmanlarınızı sevin çünkü kusurlarınızı yalnız onlar açıkça söyleyebilir. (Benjamin Franklin) 

*Evlilikte başarı yalnız aranan kişiyi bulmakta değil aynı zamanda aranan kişi olmaktır. (Foster Wood) 

*Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilmektedir. (John Christian) 

*Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı hemde gelecek treni görür. (J.Harris)

Günlük Yaşama Dair 15 Pratik Bilgi

Baş Ağrısı

• Baş ağrısı için kahve çekirdeğine limon suyu sıkın ve yavaş yavaş yiyin. (Birkaç tane)



Soğandan öksürük şurubu

• Bir büyük soğanı rendeleyin ve orta boy bir bal kavanozuna koyup iyice karıştırın. 48 saat bekletin, şurup haline geldiğinde öksürüğü ve soğuk algınlığı olan hastaya sabah akşam bir çorba kaşığı içirin. Soğanın içerdiği yağlar öksürüğü durduracaktır.



Eski Çaydanlıkların Kötü Kokusu

• Uzunca bir süre kullanılmayan eski çaydanlıkların kötü kokusunu gidermek için içine bir parça kesme şeker koyun.



Çivi çakmak için

•  Duvara büyük çivileri çakmak hiç de kolay değildir. İnsanı oldukça uğraştırır ve sıvanın dökülmesine de neden olabilir. Bunu önlemek için çiviyi çakmadan önce sabuna bulayın. Böylece çivi duvara kolayca girer.



Oda Kokusu

• Ampulün üzerine biraz parfümünüzden sıkın, yakıldığında odanız mis gibi kokacaktır.



Ele yapışan uhu

• Elinize uhu yapıştırıcı bulaşırsa, asetonla silin.



Makas Bilemek

• Makasınızı bilemek istiyorsanız, zımpara kağıdı kesin.



Zeytinyağı Lekesi

• Zeytinyaği lekesini çıkarırken bir lokma ekmek için yuvarlanıp lekenin üzerine gezdirilmelidir.



Dikiş İpliği

• Dikiş ipliğini iğne deliğinden geçiremiyorsunuz. Kolayı var. İpliğin ucunu hafif sabunlayın. Böylece ucu sertleşecek ve ipliği zorlanmadan iğneye geçirebileceksiniz.



Bulaşıklar

• Bulaşık suyunuza bir kaşık sirke katmakla bulaşıklarınızın daha kolay ve güzel yıkandığını göreceksiniz.


3 Ocak 2016 Pazar

Planlı Çalısma Yöntemi


1.Planlı çalışma baştan sona amaçlı bir iştir. Bunun için planlı çalışacak bir öğrencinin, planlı olmanın "önem ve gereğini" kavramış olması gerekir. Buna göre çalışmada plan öğrencinin:

• Bir işin hazırlanmasında kendine yeterli zamanı yaratmasını sağlar.
• Daha etkin olmasına yardımcı olur.
• Kendisine güveni yükselir.
• Sorunları çözmesi kolaylaşır.
• Doğru karar vermesini sağlar ve sık sık karar değiştirmekten kurtulur.


2.Her öğrenci çalışma planı yapmayı bilmelidir. Bunun için:

• Planlar; günlük, haftalık ve gereğinde de aylık olarak düzenlenmelidir.
• En iyi öğrenilen saatler zor öğrenilen dersler için ayrılmalıdır.
• Çalışma planı, ani olarak ortaya çıkabilecek durumlarda, yapılacak çalışmanın, değişi saatlere kaydırılmasına olanak verecek esneklikte olmalıdır.
• Sınavlara özel olarak nasıl hazırlanacağı çok önceden düşünülmelidir. Çalışma planlarına sınav hazırlıkları yansıtılmadır. 
• Çalışma sürelerinin uzunluğu derslerin özelliklerine göre düzenlenmelidir.
• Çalışma saatleri olabildiğince her zaman günün aynı saatleri arasında olmalıdır.
• Yapılacak çalışma planlarında; "esneklik", "işlerlik", "gerçeklik", "yönlendiricilik" ve "uygulanabilirlik" ilkeleri aranmalıdır.
• Planlar çizelgelerle, yazılarak hazırlanmalıdır.



3.Çalışma planlarına uymada şunlara dikkat edilmelidir:
• Hangi saatte, "neyin" çalışılacağı kesin olarak önceden bilinmelidir. (Hazırlanan plana uyma konusunda karar vermiş olunmalıdır.)
• Çalışma aralarındaki dinlenlemer, dikkati dağıtmayacak biçimde; ne çok uzun ve ne de çok kısa olmalıdır. 
• Çalışma yeri sabit, sakin ve düzenli olmalıdır.
• Yapılan plana ne derece uyulduğu her günün sonunda mutlaka denetlenmelidir. (Bunun için, örneğin, planın uygun bir yerine "tam uyma" durumunda imza atılarak, planın gerçekleşmiş olduğu gösterilebilir.) 
• Yapılan plan çalışma yerinin görünen bir yanına (masanın karşısına) asılarak izlenmelidir.
• Çalışma sırasında gereken araç ve gereçler daha önceden çalışma yerinde hazır bulundurulmalıdır.
• Planda çalışma saatlerinin, öğrencinin oyun arkadaşlarının sokakta oldukları zamanlara getirilmemesine özen gösterilmelidir.
• Gerektiğinde, çalışma için, değişik ortam ve koşullar da denenebilir.

1 Ocak 2016 Cuma

31 Aralık 2015 Perşembe

İmkansızı çıkardığında elinde kalanlar gerçek olmalıdır

   "Herşeyi gözlemle. Gözlemlenen herşey için açıklama yap. İmkansızı çıkardığında elinde kalanlar gerçek olmalıdır." eğer Çıkarım Yapma Bilimi'ne gerçekten meraklı iseniz bu sözü şu ana kadar defalarca duymuş veya görmüşsünüzdür. Sherlock bu sözle Çıkarım sanatı'nın mantığını özetliyor. Fakat hiç düşündünüz mü bu sözde ne denmek isteniyor?



   Maria Konnikova'nın "Mastermind-Sherlock Gibi Düşünmek" kitabında bu söz çok mantıklı bir şekilde anlatılmış (Bütün yazıyı ordan kopyaladım sanmayın. Sadece örneklerde ondan yararlandım.) Zaten bende bu sayede bu sözü resmen anlamış oldum.


   Şimdi adım adım sözü bir irdeleyelim: 
1-Herşeyi Gözlemle 
   Gözlem yaparken tüm önyargılardan uzak özenle ve son derece titiz bir şekilde düşünerek gözlem yapmalıyız. Herşeyi gözlemlemeden kastımız önümüze her gelen bilgiyi değerlendirip çıkarım yapmaya çalışmak değil (eğer böyle olsaydı asla işin içinden çıkamazdık), işimizegerçekten yarayacağını düşündüğümüz bilgileri kullanarak çıkarıma başlamalıyız. Tabi bu sırada etrafta olup bitenleri sezmeyi de ihmal etmemeliyiz. Sonuçta Holmes da bir ortama girdiğinde ilk yaptığı şey ortamda ne olup bittiğini sezmekti. Kim neye dokunmuş, ne olması gerektiği yerde, ne olmaması gerektiği yerde.. Tüm bunları anlamaya çalışır ve ince eleyip sık dokuyarak ve gözleminden edindiği bilgileri kullanarak çıkarım yapardı.

2-Gözlemlenen Herşey İçin Açıklama Yap 
   Bir kişi veya eşya yada olay ile ilgili çıkarım yaparken asla işe önyargı veya dayanağı olmayan sezgilerimizi yani boş sezgilerimizi karıştırmamalıyız. Ürettiğimiz her çıkarım fikri için bir dayanak luşturmalıyız. Dayanağı olmayan fikirleri çıkarımlarımıza bulaştırmamalıyız. Böyle bir durumda her seferinde kendimize "Sezgimin dayanağı ne? Ve ona gerçekten güvenebilir miyim? Yada bu sadece beynimin bana oynadığı bir oyun mu?" Sorularını yöneltmeliyiz. Tabii bu sorularada bir cevap bulmalıyız.


3-İmkansızı Çıkardığında Elinde Kalanlar Her Ne Kadar Olasılık Dışı Gibi Görünse de Gerçek Olmalıdır
   Ve işte sözün en kilit, en anlamlı, en karışık noktasına geldik. Bence tüm sözün özeti bu cümlede saklı. Neyse artık açıkalmaya geçelim.

   Her insan hata yapar. Tıpkı Sherlock'un Sarı Surat vakasındaki hatası gibi. Hikayede, Grant Munro diye bir adam eşinin tuhaf davranışlarının sebebini bulsun diye Holmes'a danışıyor. Munro'nun arazisindeki bir köşke yeni kiracılar yerleşmiş. Hatta kiracılardan birini göz ucuyla gören Munro son derece tuhaf bir insan olduğunu söyleyip şöyle belirtiyor: "Sıradışı, insanlıktan uzak bir yanı vardı yüzünün." Hatta adamın tipi tüylerini diken diken etmiş Munro'nun.

    Fakat asıl enterasan olan esrarengiz kiracılar değil, eşinin onların gelişine verdiği tepki. Kadın gecenin bir yarısı nerey gittiğiyle ilgili yalan söyleyip evden çıkıyor, ertesi günde kocasının peşinden gelmeyeceğine dair söz alıp köşke uğruyor. Kadın üçüncü defa gitmeye kalkışınca, Munro bu sefer dayanamayıp peşinden gidiyor ve terk edilmiş bir evle karşılaşıyor. Fakat daha önce o tüyler ürpertici yüzü gördüğü odada karısının bir fotoğrafını buluyor.

   Peki burada neler oluyor? "Bu işin içinde bir şantaj olayı mı bar, yoksa ben mi yanılıyorum?" diyor Holmes, kendi de hayret içinde. Peki şantaj yapan? "Hayatını evin içindeki en konforlu odada geçiren ve kadının fotoğrafını şöminenin üstünde bırakan yaratık. Sana diyorum Watson, şu camdaki siluette çok çekici bir şeyler var ve ben bu davayı dünyaları verseler kaçırmam!"

   Holmes'un hevesi Watson'un ilgisini çekiyor. "Bir teorin mi var?" diye soruyor. 
   "Evet, geçici bir tane var." diye hemen cevap veriyor Holmes. "Fakat doğru çıkmazsa da pek şaşırmam. Bu kadının ilk kocası o köşkte." 
   Fakat bu geçici teori yanlış çıkıyor. Köşküm kiracısı, Bayan Munro'nun ilk kocası değil, varlığını ne Bay Munro'nun ne de Holmes'un bildiği bir kızı. Şantaj sandıkları şey de, kızla bakıcısının Amerika'dan İngiltere'ye geçmesini sağlayacak olan para. Bu kadar sıradışı ve insanlıktan uzak yüzde hakikaten öyle. Çünkü küçük kızın siyahi tenini saklamak için tasarlanmış bir maske. Kısaca Holmes'un tahminlerinin gerçekle uzaktan yakından bir alakası yok.

   Peki Usta dedektif nasıl olduda bu kadar büyük bir yanlıgıya düştü? 
   Gözlemlerinden sonra herşey için açıklama yaptı evet. Ama ya sonra? Bütün imkansızları çıkardığında elimde kalanlar gerçek olmalıdır sözü? İşte Holmes burada aşırı özgüvene kapılıp kendi mantığını doğru yolda olduğuna ikna etti. Halbuki elinde kalan gerçeklerin olasılık dışı gibi görünenlerini önemsemedi. Ancak Holmes'un bundan sonraki vakalarına bakarsanız asla aynı hataya düşmediğini sizde göreceksiniz.

   Yani sonraki davalarındada zafer sarhoşluğuna kapılıp aşırı özgüvenle hareket ederek dedlilin ötesine geçmedi. O yüzden siz siz olun (bunu kendime de söylüyorum) asla delilin ötesine geçmeyin.        Çünkü delilin ötesine geçmek, en az delilin arkasında kalmak kadar yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.